Kış Uykusunda Karabasanlar
İnisiyasyon ritüelimin o ihtişamlı töreninde, kutsiyetimin takdimini beklerken, evrenin acemi bir tiyatrocu edasıyla sahneye sürdüğü bir peripeteia patlak verdi. Üzerime çevrilmiş ışıltılı bakışların hepsi, içlerindeki yetersizliğin projektif bir tezahürüymüş. Üzerime bocaladılar çürümüş umutsuzluklarını. Antik dönemin ostrakismos rezaletini diriltip, hakkımda hüküm verdiler, beni kelimelerin ve suskunluğun oybirliğiyle sürgüne mahkum ettiler. Tartaros’un bitimsiz çukuruna itildim ve zifiri karanlığa mühürlendim. Ne boyun eğdim canavarlara, ne de el sıkıştım lanetli olanlarla; yine de oraya ait olmadığımı bildiklerinden, ruhumu kirletme teşebbüslerinden vazgeçmediler, vazgeçmeyecekler. Trajik karmik sınavımın bana kazandırdıkları servet değerinde, fakat bu kozmik zindanda bilginin hiçbir karşılığı yok. Cehaletin konforuna secde edenlerin arasında bilmek, yalnızca acının daha incelikli bir biçimde hissedilmesini sağlıyor. "Bu cehennemden kurtulmak için daha kaç kez ölmeliyim?...